MEME KANSERİ HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER


Bu yazı, meme kanseri olan hastalar, aileleri ve yakınlarının  hastalık hakkında daha çok şey öğrenmeleri için hazırlanmıştır. Bu yazıda meme kanserinde tarama ve erken tanı yöntemleri, belirtiler,  tedavi ve rehabilitasyon anlatılmaktadır. Ayrıca hastaların bu hastalıkla baş etmelerine yardım edebilecek bilgileri de içermektedir. Meme kanseri kadınların yanı sıra erkekleri de etkilemekte ve her yıl belli sayıda erkek bu hastalığa yakalanmaktadır. Bu yazı daha çok kadınlar için hazırlanmışsa da  belirtiler, tanı, tedavi ve hastalıkla yaşamaya ilişkin bilgilerin çoğu erkekler için de geçerlidir. (Meme kanserinde tarama yöntemleri bölümü erkeklerle ilgili değildir. Uzmanlar erkekler için rutin tarama önermemektedir.

 

           İÇERİK PLANI

  1. Kanser nedir?

  2. Meme dokusu

  3. Meme kanseri türleri

  4. Tarama ve erken tanı

  5. Belirtiler

  6. Tanı testleri

  7. Tedavi

  8. Tedavinin yan etkileri

  9. Kanser hastalarında beslenme

  10. Tedavi sonrası dönem

  11. Kanserle yaşamak

  12. Meme kanserli hastalara destek

  13. Gelecek neler getirecek?

  14. Kanser araştırmalarının vaat ettikleri

  15. Tıbbi terimler

  16. Kaynaklar

  17. Diğer kitapçıklar

Kanser Nedir? 

Kanser, vücuttaki hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde bölünmeleriyle ortaya çıkan bir hastalık grubudur.

Vücuttaki her organ çeşitli hücre türlerinden oluşmuştur. Hücreler normalde, sadece gereksinim duyulduğunda ve belli bir şekilde, sayılarını artırmak üzere bölünürler. Bu süreç vücudun sağlığını korumasını sağlar. Eğer hücreler gereksinim olmadığı halde bölünürlerse vücutta fazla miktarda doku oluşur. Tümör adı verilen bu fazla doku kitlesi iyi veya kötü huylu olabilir.

·         İyi huylu tümörler kanser değildir. Bunlar genellikle cerrahi yollarla çıkarılırlar ve tekrar ortaya çıkmazlar. Daha da önemlisi, iyi huylu tümör hücreleri diğer dokuları istila etmez (saldırmaz) ve vücudun diğer bölümlerine yayılmazlar. Bu tümörler yaşam için bir tehdit oluşturmaz.

 

Kötü huylu tümörler kanserdir. Kanser hücreleri kontrolsüz büyür ve bölünerek çoğalırlar. Komşu organ ve dokuları istila edebilir, onlara zarar verebilirler. Ayrıca, kötü huylu bir tümörden ayrılan hücreler kan dolaşımı veya lenfatik sistem yoluyla vücudun diğer bölgelerine gidebilir. Meme kanseri de bu şekilde yayılır ve vücudun başka bir yerinde yeni bir kanser oluşturabilir. Kanserin yayılmasına metastaz adı verilir.

 

Meme Dokusu 

Her bir meme, 6-9 lobdan (memenin bölümleri) oluşmuştur. Loblar da çok sayıda lobülden oluşmuştur. Lobüllerde süt üreten ince dallar vardır. Lob, lobül ve dalcıklar süt kanalı adı verilen ince kanalları oluştururlar. Bu kanallar, memenin koyu renkli bölümünün ortasındaki  meme ucundan dışarı  açılırlar. Lobül ve kanalların etrafında yağ dokusu vardır. Memede kas dokusu yoktur, ancak memenin altında kaburgaların üstünde kas dokusu bulunur.

Memelerde ayrıca kan damarları ve lenf adı verilen renksiz sıvıyı taşıyan damarlar bulunur. Lenf damarları lenf bezi adı verilen bezelye şeklindeki küçük oluşumlara açılır. Vücudun bir çok bölümünde bulunan lenf bezleri daha çok koltukaltı, göğüs ve köprücük kemiğinin üstünde bulunur.

Meme Kanseri Türleri

Meme kanserinin çok çeşitli türleri vardır. Kanallarda görülen ve sık karşılaşılan türlerden biri duktal karsinomadır (kanal kanseri). Lobüler karsinoma lobüllerde meydana gelen bir diğer kanser türüdür. Memede görülen diğer kanserler nadir olduğundan bu kitapçıkta ele alınmamıştır. Diğer kanser türleri konusunda ayrıntılı bilgiyi Kanser Bilgi Servisi’nden alabilirsiniz.

Meme kanseri meme dışına yayıldığında genellikle koltuk altındaki lenf bezlerinde kanser hücreleri görülür. Kanserin bu bezlere ulaşmış olması vücudun diğer bölümlerine, lenf bezlerine veya kemik, karaciğer, akciğer gibi organlara da yayılmış olabileceğini gösterir.

Kanser yayılsa da sonuçta aynı hastalıktır ve orjinal kanser ile aynı adla anılır. Örneğin; bir başka organda   tümör oluşturmasına rağmen, yayılmış olan  meme kanserinin (metastatik meme kanseri) adı değişmez. Ancak doktorlar bazen buna “uzak hastalık”  derler.

 

 Tarama ve Erken Tanı

Kadınlar meme kanserinin erken tanısında önemli rol alabilirler. Bunun için izlenecek belirtiler ve kontrol sıklığı konusunda hekimleriyle konuşmaları gerekir. Hekim kadının yaşını, tıbbi öyküsünü ve diğer faktörleri göz önüne alarak önerilerde bulunur.

Kadınlar hekime :

bullet

-          Mammografi (memenin röntgeninin çekilmesi)

bullet

-          Klinik meme muayenesi (memelerin hekim veya hemşire tarafından muayenesi)

bullet

-          Kendi kendine meme muayenesi konularında sorular sormalıdır.

Mammografi

Mammografi özel bir röntgen çeşididir. Göğüs röntgeni veya vücudun diğer bölümlerinin röntgeninden farklıdır. Meme kanseri belirtisi göstermeyen kadınlarda çekilen mammografi  tarama mammografisi adını alır. Tüm meme kanserlerini saptayamasa da  şu anda elimizdeki en iyi erken tanı yöntemidir. Yapılan çalışmalar, 50 yaş ve üstü kadınlarda düzenli mammografinin (sadece bir kez değil)  yaşam kurtarıcı olduğunu ortaya çıkarmıştır. 50 yaş altındaki kadınlar için düzenli  mammografi gerekip gerekmediği konusunda uzmanlar henüz görüş birliğine varamamışlardır.  Her kadının bu konuyu hekimiyle tartışması ve kararı birlikte  vermeleri  gerekir.

Mammografide çok düşük düzeyde radyasyon alınır. Genellikle her bir meme için biri yandan biri üstten olmak üzere iki görüntü alınır. Görüntülerin netliği için meme dokusu iki plaka arasında sıkıştırılır. Bu sıkıştırma biraz can acıtıcı olmakla birlikte sadece birkaç saniye sürer. Çoğu durumda (ama her zaman değil), kitle dokunmayla hissedilmeden veya belirtilere neden olmadan önce meme tümörleri mammogram ile saptanabilir. Mammogram ayrıca memedeki küçük kalsiyum kümelerini de gösterebilir. Bu kümelenmelerin çoğu iyi huylu olmasına rağmen, mikrokalsifikasyonlar (ince kalsiyum kümeleri) bazen kanserin erken belirtisi olabilir.

Mammografi sadece meme röntgenini çekmeye uygun makinelerle ve bu işin eğitimini almış sağlık personeli tarafından çekilebilir. Radyolog adı verilen uzman hekim mammogramı değerlendirmelidir. Sonuçlar hastaya kendi hekimi tarafından açıklanır.

Klinik meme muayenesi

Düzenli check up sırasında hangi yaşta olursa olsun tüm kadınlara klinik meme muayenesi yapılır. Ancak 50 yaşın üstündeki kadınlarda bunun düzenli mammografinin yerini tutamayacağı unutulmamalıdır.

Kendi kendine meme muayenesi

Ayrıca, çoğu kadın ayda en az bir kez kendi kendine meme muayenesi yapar. Her kadının meme dokusunun farklı olduğu ve yaşlanma, adet dönemi, gebelik, menopoz, doğum kontrol hapı veya diğer hormon ilaçları ile  değişebileceği unutulmamalıdır. Normalde de meme dokusunun kendine özgü yumrulu bir yapısı vardır.  Ayrıca  adet öncesi veya sırasında birçok kadının memeleri şişmekte ve hassaslaşmaktadır. İster kendi kendine muayene sırasında, ister başka zaman farketsin, kadınlar memelerinde alışılmışın dışında bir kitle bulduklarında hemen hekimleriyle bağlantı kurmalıdır. Ve yine 50 yaş üstü kadınlarda kendi kendine meme muayenesinin, düzenli tarama mammografisinin yerini tutamayacağı unutulmamalıdır.

                                    

 

Belirtiler

Meme kanseri erken dönemde genellikle ağrıya neden olmaz ve oluşurken hiçbir belirti vermeyebilir. Ancak tümör büyüdükçe, kadının görebileceği, aşağıda belirtilen bazı değişikliklere neden olabilir:

bullet

-          Meme dokusu, çevresi veya koltukaltında kitle veya kalınlaşma

bullet

-          Memenin büyüklüğü veya şeklindeki değişiklikler

bullet

-          Meme ucundan akıntı

bullet

-          Meme, koyu bölge ve meme ucunda renk veya his değişiklikleri  (çökme, buruşukluk veya pullanma)

Yukarıdaki belirtilerden herhangi biri görüldüğünde hemen hekime gidilmelidir. Genellikle bunların kanser olmadığı ortaya çıksa da, bunu ancak hekim söyleyebilir.

Tanı Testleri

 

Mammogramda anormal bir bölge, memede kitle veya diğer değişiklikler kansere veya çok ciddi olmayan bazı sorunlara bağlı olabilir. Bu belirtilerin nedenini bulmak için hekim dikkatli bir muayene yapar,  kadının kişisel ve ailevi tıbbi öyküsünü sorar. Genel sağlık muayenesine ilave olarak hekim aşağıdaki meme muayene yöntemlerinden bir veya birkaçını da uygulayabilir.

-      Palpasyon (dokunma ile muayene): Hekim memedeki kitle hakkında birçok soru sorabilir (büyüklüğü, sertliği, hareketliliği). Kitleyi ve çevresindeki dokuları dikkatle muayene eder. İyi huylu kitleler genellikle kanserli kitlelerden daha farklı hissedilir.

-         Mammografi. Meme röntgeni hekime kitle hakkında önemli bilgiler verebilir. Mammografi çok net değilse veya şüpheli bulunursa, yeniden çekilmesi gerekebilir.

-         Ultrasonografi. Yüksek frekanslı ses dalgalarının kullanıldığı ultrasonografi ile memedeki kitlenin katı mı, içi sıvı dolu mu olduğu belirlenebilir. Bu yöntem mammografi ile birlikte kullanılabilir.

Bu tanı yöntemleri uygulandıktan sonra, hekim daha fazla tanı testine gereksinim duyulmadığını ve tedavi gerekmediğini söyleyebilir. Ancak böyle  durumlarda değişiklikleri izlemek için kadını düzenli aralarla görmek isteyebilir. Yine de kesin tanı için memeden sıvı veya doku parçası alınıp incelenmelidir.

-          Aspirasyon veya iğne biyopsisi. Hekim bir iğne ile memedeki kitleden sıvı veya az miktarda doku çeker. Bu işlem kitlenin içi sıvı dolu bir kist mi yoksa kanser olasılığı bulunan katı bir kitle mi olduğunu ortaya çıkarır. Özel tekniklerle, elle hissedilmeyen ancak mammogramda şüpheli görünen bölgelerden doku alınabilir. İğne ile çekilen doku kanser yönünden incelenmek üzere laboratuvara gönderilir. Kistten berrak bir sıvı çıkmışsa bunu incelemeye gerek yoktur.

-          Cerrahi biyopsi. Cerrah şüpheli bölge veya kitlenin tamamını veya bir kısmını alır.  Bu doku  patolog tarafından mikroskop altında kanser yönünden incelenir.

Biyopsi yapılacak olan bir kadın hekimine aşağıda yer alan soruları sorabilir:

bullet

-          Bana hangi çeşit biyopsi yapılacak? Neden?

bullet

-          Biyopsi veya aspirasyon işlemi ne kadar sürecek?

bullet

Uyanık olacak mıyım? Canım yanacak mı?

bullet

-          Sonuçları ne zaman öğrenebileceğim?

bullet

-          Kanser olduğum ortaya çıkarsa tedavim konusunda kimle konuşacağım? Ne zaman?

Kanser Tanısı Konduğunda

Kanser olduğunuz belirlenirse patolog size kanserin türünü (kanalda mı, lobülde mi olduğunu), çevre dokulara yayılıp yayılmadığını  söyleyecektir.

Özel laboratuvar testleri hekimlerin kanser konusunda daha çok şey bilmesini sağlamaktadır. Örneğin; hormon reseptör testleri (östrojen ve progesteron reseptör testleri) kanserin hormonlara duyarlı olup olmadığının anlaşılmasını sağlar. Test sonucunun pozitif olması, hormonların kanserin gelişmesinde rolü olduğu ve yine hormon tedavisi ile tedavi edilebileceği anlamına gelir. Bazen kanserin hızlı mı yavaş mı büyüdüğünün anlaşılması için  bazı laboratuvar testleri yapılır.

Kanser tanısı konan hasta hekimine aşağıda yer alan soruları sorabilir:

bullet

-          Meme kanserimin türü nedir? Yayılan türde bir kanser mi?

bullet

-          Hormon reseptör testlerinin sonuçları nasıl? Tümör ile ilgili başka  tanı testi uygulandı mı? Sonuçları nasıl?

bullet

-          Hekim tedavi veya ileri tetkik ile ilgili karar verirken bu sonuçlar bir işe yarayacak mı?

Hekim, hastayı kanser tedavisinde uzmanlaşmış kişilere sevk edebilir. Tedavi genellikle tanı konduktan sonraki birkaç hafta içinde başlar. Bu süre içinde kadının tedavi seçenekleri konusunda hekimiyle konuşmak, farklı bir görüş almak, kendini ve yakınlarını bu duruma hazırlamak için zamanı olur.

 

Tedavi 

Meme kanserinde birçok tedavi yöntemi kullanılmaktadır. Tedavi tümörün büyüklüğüne, bulunduğu bölgeye, laboratuvar testlerinin sonuçlarına (hormon reseptör testleri dahil)  ve hastalığın evresine (hangi aşamada bulunduğuna) göre değişir. Hekim röntgen ve kan testleri isteyebilir. Ayrıca meme kanserinin yayılım gösterebileceği karaciğer, akciğer ve kemik gibi organ ve dokularla ilgili testler isteyebilir. Hastanın ihtiyacına yanıt verecek bir tedavi planı geliştirmek için de hastanın yaşını, genel sağlık durumunu ve tedavi ile ilgili duygularını dikkate alır.

Meme kanserli kadınların birçok soruları ve tedaviye ilişkin endişeleri olabilir. Tıbbi bakımlarına aktif şekilde katılabilmek için, hastalıkları ve tedavi seçeneklerine ilişkin öğrenebilecekleri her şeyi bilmek isterler.

Hastanın tedavi ile ilgili sorularını (tedavi seçenekleri, tedavinin başarısı, maliyeti)  en iyi yanıtlayabilecek kişi hekimdir. Ayrıca hastaların çoğu tedavi ile ilgili yapmaları gerekenleri ve normal aktivitelerini değiştirmeleri gerekip gerekmediğini bilmek ister. Üstelik hasta, yeni tedavi yöntemleriyle ilgili bir çalışmada yer alma konusunda da konuşmak isteyebilir.

  

Birçok hasta hekime gitmeden önce sorularını listeleyerek işlerini kolaylaştırır. Hekimin anlattıklarını daha sonra hatırlayabilmek için hasta not tutabilir veya hekimin izniyle kayıt cihazı kullanabilir. Ayrıca bazı hastalar hekim kontrolüne bir yakınıyla gitmenin,  tartışmaya katılmayı, not almayı veya  dinlemeyi dahi kolaylaştırdığını belirtmektedir.

Tedavi başlamadan önce hastanın hekimine aşağıda yer alan soruları sorabilir:

bullet

-          Tedavi seçeneklerim neler?

bullet

-          Her bir yöntemin beklenen yararları neler?

bullet

-          Her bir tedavi yönteminin riskleri ve olası yan etkileri nelerdir?

bullet

-          Şu anda araştırma aşamasında olan tedavi yöntemleri var mı? Böyle bir şey benim için uygun olabilir mi?

Meme kanseri ve tedavisine ilişkin öğrenilecek çok şey vardır. Hastalar tüm sorularını tek bir defada sormaları ve yanıtları da bir defada anlamaları gerektiği hissine kapılmamalıdır. Daha sonra da net olmayan, tam anlayamadıkları şeyleri sorma ve daha fazla bilgi isteme şansları olacaktır.

Tedaviyi Planlama

Tedaviye başlamadan önce hasta tanı ve tedavi planı ile ilgili ikinci bir görüş almak isteyebilir. Bazı sigorta şirketleri ikinci bir görüşü şart koşmakta; bazıları ise bunu hastanın isteğine bırakmaktadır. Bir başka hekimi görmek hastanın bir veya iki haftasını alabilir. Araştırmalar biyopsi ile tedavi arasındaki birkaç haftalık kısa bir gecikmenin  tedavi etkinliğini azaltmadığını ortaya çıkarmıştır. İkinci bir görüş için bir hekime gitmenin farklı yolları vardır:

bullet

-         Hekimi hastayı bir veya daha fazla uzmana sevkedebilir. Meme kanserini tedavi eden uzmanlar cerrah, tıbbi (medikal) onkolog ve radyasyon onkologudur. Bazen bu uzmanlar kanser merkezlerinde veya meme merkezlerinde birlikte çalışırlar.

bullet

-          Hasta yerel tıbbi dernek, yakın bir hastane veya tıp fakültesinden uzmanların adını alabilir.

Tedavi Yöntemleri

Meme kanseri tedavi yöntemleri lokal (bölgesel) veya sistemik olabilir. Bölgesel tedavi belirli bir alandaki kanser hücrelerini çıkartmak, harap etmek veya onları kontrol altına almak amacıyla uygulanır. Cerrahi tedavi ve radyasyon tedavisi   (radyoterapi) bölgesel uygulamalardır. Sistemik tedavi ise vücudun herhangi bir yerindeki tüm kanser hücrelerini harap eden veya onları kontrol altına alan bir yöntemdir. Kemoterapi ve hormon tedavisi sistemik yöntemlerdir. Kanserli bir hastaya sadece bir tedavi yöntemi uygulanabileceği gibi birden fazla tedavi yöntemi de (kombine tedavi) uygulanabilir. Kombine tedavide yöntemler aynı anda veya ardısıra uygulanabilir.

Meme kanserinde en yaygın olarak kullanılan yöntem cerrahi tedavidir. Cerrahinin farklı çeşitlerinden yararlanılabilir. Hekim bunların her birini ayrıntılarıyla açıklayabilir, hastayla her birinin yarar ve risklerini tartışabilir ve her birinin hastayı nasıl etkileyeceğini anlatabilir. Meme dokusunun tamamının veya büyük bir kısmının cerrahi operasyonla çıkarılmasına mastektomi adı verilir. Meme dokusu korunurken sadece kanserli dokunun alınmasına meme koruyucu cerrahi denir. Meme koruyucu cerrahinin de lumpektomi, segmental mastektomi gibi çeşitleri vardır. Meme koruyucu cerrahinin ardından, bölgede kanserli hücreler kalmış olabileceğinden genellikle bir de radyasyon tedavisi uygulanır. Çoğu vakada cerrah kanserin lenf bezlerine yayılıp yayılmadığını anlamak için koltukaltı lenf bezlerini de çıkarır.

Lumpektomide

cerrah sadece tümörü ve etrafındaki dokuyu çıkarır.

Kısmi (segmental) mastektomide

cerrah tümörü, etrafındaki dokuyu ve tümörü saran cilt bölümünü çıkarır.

Total (basit) mastektomide

cerrah tüm meme dokusunu çıkarır.

Modifiye radikal mastektomide

cerrah meme dokusunu, kol altındaki lenf bezlerinin bir bölümünü ve göğüs kaslarını saran cilt bölümünü çıkarır. Bazen göğüs kaslarından küçük olanı da alınır.

 

Radikal mastektomide

cerrah meme dokusunu, göğüs kaslarını, kol altındaki tüm lenf bezlerini ve tümöre komşu olmayan alandan bir parça yağ ve cilt dokusunu çıkarır. Uzun yıllardan beri meme kanserinde standart tedavi olarak benimsenen bu yaklaşım günümüzde pek gerekli olmamakta  ve  nadiren uygulanmaktadır.

 

   

Cerrahi operasyondan önce kadın hekimine aşağıda yer alan soruları sorabilirsiniz:

bullet

-          Ne tür bir cerrahi operasyon düşünebilirim? Bana hangisini önerirsiniz?

bullet

-          Operasyondan sonra kendimi nasıl hissedeceğim? Ağrım olursa ne yapacaksınız?

bullet

-          Operasyon izleri nerede olacak? Nasıl görünecek?

bullet

-          Eğer mememin görüntüsünü düzeltmek için estetik operasyon düşünürsem bu ne zaman yapılabilir?

bullet

-          Özel egzersizler yapmam gerekecek mi?

bullet

-          Normal aktivitelerime ne zaman dönebileceğim?

Radyasyon Tedavisi (radyoterapi) kanser hücrelerini harap etmek ve büyümelerini önlemek için yüksek enerjili röntgen ışınlarının kullanılmasıdır. Eksternal (dış) radyoterapide ışınlar vücudun dışındaki bir radyoaktif kaynaktan gelir ve bir makine ile memeye yöneltilir. Işınlar, plastik bir tüp içinde meme dokusuna yerleştirilen radyoaktif bir maddeden de gelebilir, buna implant radyasyon denir. Bazen hastaya her iki tür radyoterapi uygulanır.

Eksternal radyoterapide hasta  her gün sağlık merkezine gelir. Bu meme koruyucu cerrahi sonrası uygulanıyorsa, hasta 5 – 6 hafta boyunca haftada 5 gün sağlık merkezine gelir. Bu sürenin sonunda da tümörün çıkarıldığı alana yüksek dozda radyasyon verilir. Bu eksternal veya implant şeklinde olabilir. İmplant radyasyonda hastanın kısa bir süre hastanede yatması gerekir.

Radyoterapi öncesi hasta hekimine aşağıda yer alan soruları sorabilir:

bullet

-          Bu tedavi niçin gerekiyor?

bullet

-          Bu tedavinin riskleri ve yan etkileri nelerdir?

bullet

-          Tedavi ne zaman başlayacak? Ne zaman bitecek?

bullet

-          Tedavi boyunca kendimi nasıl hissedeceğim?

bullet

-          Tedavi sırasında daha iyi hissetmek için nelere dikkat etmeliyim?

bullet

-          Normal aktivitelerime devam edebilir miyim?

bullet

-          Tedavi sonrası memem nasıl görünecek?

Kemoterapi kanser hücrelerini öldürmek için ilaçların kullanılmasıdır. Meme kanserinde genellikle çok sayıda ilaç bir arada kullanılır ve bunlar ağız yoluyla ya da enjeksiyon şeklinde verilebilir. Verilen ilaçlar kan dolaşımına katılarak tüm vücuda yayıldığından kemoterapi sistemik bir tedavidir. Kemoterapi belli periyodlarla verilir: Bir süre tedavi uygulandıktan sonra hastanın toparlanması için biraz ara verilir, ardından yine tedaviye başlanır. Kemoterapi  çoğu kez  poliklinikte (ayaktan tedavi ünitesinde), hekim muayenehanesinde veya evde uygulanır.  Bununla beraber verilen ilaçlara  ve  genel sağlık durumuna göre hastanın tedavi boyunca hastanede kalması gerekebilir.

Hormon tedavisi, kanser hücrelerinin bazı  hormonları almalarını engelleyerek büyümelerini önler. Bu amaçla ya hormonların çalışma mekanizmasını değiştiren ilaçlardan ya da kadın hormonlarını üreten yumurtalıkların (overlerin) cerrahi yolla çıkarılması yönteminden  yararlanılır. Kemoterapi gibi hormon tedavisi de sistemik bir tedavidir ve tüm vücudu etkileyerek kanseri yok eder.

Kemoterapi veya hormon tedavisi ile ilgili hasta hekimine aşağıda yer alan soruları sorabilir:

bullet

-          Bu tedavi niçin gerekli?

bullet

-          Hormon tedavisi yöntemlerinden hangisi benim için daha iyi olabilir, ilaç mı, cerrahi operasyon mu?

bullet

-          Hangi ilaçları alacağım? Bunlar beni nasıl iyileştirecek?

bullet

-          Yan etkileri olacak mı? Bunu önlemek için neler yapabilirim?

bullet

-          Bu tedavi ne kadar sürecek?

  

Tedavi Seçenekleri

Tedavi kararı oldukça karmaşık bir süreçtir. Tedavi ile ilgili kararlar hekimin düşüncelerine ve hastanın isteklerine göre değişir. Hastanın tedavi seçenekleri yaş, menopoz varlığı, genel sağlık durumu, tümörün bulunduğu bölge, memelerin büyüklüğü gibi birçok faktöre bağlıdır. Tümörün bazı özellikleri de (büyümek için hormonlara ihtiyaç duyup duymadığı) gözönüne alınmalıdır. En önemli faktör hastalığın evresidir. Evre tümörün büyüklüğüne ve yayılıp yayılmadığına bakılarak belirlenir. Aşağıda meme kanserinin evrelerini ve her bir evrenin tedavisinde en sık uygulanan yöntemi  göreceksiniz.

-       Lobular karsinoma in situ (LCIS) sadece bir lobülde (memenin bir bölümünde) sınırlı kalan anormal hücreleri tanımlar.  Bu anormal hücreler nadiren kötü huylu kansere dönüşmesine rağmen, bunların varlığı kadında meme kanseri riskinin arttığını gösterir. Bazı LCIS hastalarının tedavi olması gerekmez, ancak düzenli olarak kontrollere gelmeleri gerekir.    Bazılarında ise kanseri önlemek için her iki meme alınabilir. Ama genellikle koltukaltı lenf bezleri alınmaz.

-       Duktal karsinoma in situ (intraduktal karsinoma=DCIS=kanal kanseri)   sadece bir süt kanalında sınırlı kalan anormal hücreleri tanımlar. Hücreler kanalı harap etmemiş ve kanal dışına çıkmamıştır. Ancak sık olmasa da bazen DCIS’nin kanserleştiği ve bu hücrelerin yayıldığı olur. Bu hastalara mastektomi (memenin alınması) veya meme koruyucu cerrahi, ardından da radyasyon tedavisi uygulanabilir. Genellikle koltukaltı lenf bezleri alınmaz.

 

-      Evre I ve evre II kanserin erken evreleridir, ancak kanserin komşu dokulara yayıldığını gösterir. Evre I kanserin meme dışına henüz yayılmadığını ve çapının 2.5 cm.'yi aşmadığını gösterir. Evre II ise kanserin koltukaltı lenf bezlerine yayıldığını   ve/veya memedeki kitlenin 2.5-5 cm çapa eriştiği anlamına gelir.

Erken evre meme kanserli kadınlara meme koruyucu cerrahi, ardından radyoterapi uygulanabilir veya memeleri alınabilir. Her iki yöntemin de etkinliği aynıdır. (Temel fark tedavi sonrası kadının görüntüsüdür.) Mastektomi veya meme koruyucu cerrahi seçimi kitlenin büyüklüğüne, yerine, kadının meme dokusunun büyüklüğüne, mammogramdaki bazı özelliklere ve kadının tercihine bağlıdır. Her iki yöntemde de genellikle koltukaltı lenf bezleri çıkarılır.

Erken evre meme kanserli kadınların bazılarında kemoterapi ve/veya hormon tedavisi uygulanır. Bu ikinci tedaviye adjuvan (yardımcı) tedavi denir ve kanserin nüksetmesini önlemek için uygulanır.

-         Evre III’ün diğer adı bölgesel olarak ilerlemiş meme kanseridir. Memedeki kanser büyüktür (5 cm.den büyük); kanser koltukaltı lenf bezlerine, diğer lenf bezlerine veya meme yakınındaki diğer dokulara yayılmıştır. İltihabi meme kanseri de bölgesel ilerlemiş kanserlerin bir türüdür.

Evre III meme kanserli hastalara genellikle hem memedeki kanser hücrelerini harap edecek yöntemler (radyoterapi) uygulanır veya ameliyatla kitle alınır, hem de kanserin yayılmasını önleyici bir ilaç tedavisi (kemoterapi ve / veya hormon tedavisi) uygulanır. Yayılmayı önleyici tedavi asıl tedaviden sonra uygulanır.

-        Evre IV metastatik (sıçrayıcı) kanserdir. Kanser memeden vücudun diğer organlarına yayılmıştır. Evre IV meme kanserli hastalara tümörü küçültmek veya kanser hücrelerini öldürmek için kemoterapi ve/veya hormon tedavisi uygulanır. Kanseri memede kontrol altına alabilmek için cerrahi veya radyoterapi uygulanabilir. Radyoterapi ayrıca kanseri vücudun diğer organlarında kontrol altına almada da yararlıdır.

-         Rekürran (tekrarlayan) kanser tedaviye rağmen tekrar ortaya çıkan (nükseden) kanser anlamına gelir.  Bazen memedeki tümörün tamamı alınmış veya harap olmuş gibi görünse de, tedaviye rağmen bölgede kalan ve varlığı saptanamayan birkaç hücre nedeniyle veya hastalığın tedaviden önce yayılmış olması nedeniyle kanser tekrar ortaya çıkabilir. Nükslerin çoğu tedaviden sonraki ilk 2-3 yıl içinde görülür, ancak meme kanseri yıllar sonra da nüksedebilir. Kanserin sadece ameliyat bölgesinde nüksetmesine  bölgesel nüks adı verilir. Eğer hastalık vücudun bir başka bölümünde ortaya çıkarsa  metastatik kanser adını alır. Hastaya tek bir tedavi yöntemi veya birkaçı aynı anda uygulanabilir.

 

Tedavinin Yan Etkileri 

Kanser tedavisinin etkilerini, sadece kanser hücrelerini öldürecek şekilde kısıtlamak çok zordur. Kanser hücreleri dışında sağlıklı hücreler de kanser tedavisinden etkilendiğinden, tedavi sırasında genellikle hoş olmayan yan etkilerle karşılaşılır.

Kanser tedavisinin yan etkileri hastadan hastaya, hatta aynı kişide kürden küre  farklılık gösterir. Hekimler sorunları en aza indirecek şekilde tedaviyi planlamaya çalışmaktadır. Ayrıca sorun oluştuğunda yardım edebilmek için hastayı çok yakından izlemektedirler.

  

Cerrahi Tedavi

Memenin ameliyatla alınması, özellikle memeleri büyük olan kadınlarda ağırlık merkezini değiştirerek dengeyi bozabilir. Bu dengesizlik ayrıca kadının boyun ve sırtında rahatsızlığa neden olabilir. Üstelik meme bölgesinin cildi gerilebilir, kol ve omuz kasları sertleşebilir. Birçok kadında bu kas zayıflaması ve hareket kısıtlanması durumu geçici iken, bazı kadınlarda kalıcı olabilir. Eski güç ve hareketlerine dönebilmeleri için bu hastalara hekim, hemşire veya  fizik tedavi uzmanı tarafından  egzersiz önerilebilir.

Ameliyat sırasında sinir hücreleri zedelenebileceğinden, hastaların göğüs, koltukaltı, omuz ve kollarında uyuşma veya karıncalanma görülebilir. Bunlar genellikle birkaç hafta veya ay sonra geçse de, bazı hastalarda tamamen geçmeyebilir.

Koltukaltı lenf bezlerinin alınması lenf sıvı akımını yavaşlatır. Bazı kadınlarda bu sıvı el ve kolda birikerek kolun şişmesine neden olur (lenfödem). Kadının tedavi edilen taraftaki kolunu  darbe ve yaralanmalardan koruması ve kesilme, çizik, böcek sokması veya yaralanma durumunda ne yapacağı konusunda hekimiyle konuşması gerekir. Ayrıca kolunda enfeksiyon gelişirse derhal hekimine başvurmalıdır.

Radyasyon  (Işın, Şua)  Tedavisi

Radyasyon onkoloğu radyasyon tedavisinin olası yan etkilerini size açıklayacaktır. En sık rastlanan yan etkilerden biri özellikle tedavinin ileri dönemlerinde görülen yorgunluktur. Dinlenme çok önemlidir, ama hekimler genellikle hastalarına mümkün olduğunca aktif olmalarını önermektedir. Hastalar enerji düzeylerine göre  aktivitelerini planlamalıdır. Bir diğer sorun ise tedavi bölgesindeki kızarıklık, kuruma, hassasiyet ve kaşıntıdır.  Tedavinin sonuna doğru cilt nemli ve akıntılı olabilir. Bu bölgenin mümkün olduğunca hava ile temas etmesi sağlanmalıdır. Hastalar balenli sütyen ve giysilerden kaçınmalı, sıkmayan penye çamaşırları tercih etmelidir. Bu dönemde iyi bir cilt bakımı önemlidir, ama tedavi edilen bölgede, hekime danışılmadan herhangi bir losyon, krem veya deodorant kullanılmamalıdır. Radyasyon tedavisinin ciltteki etkileri geçicidir. Tedavi bittiğinde bölge iyileşecektir.

Tedavi sona erdiğinde birçok kadının memesi eski görüntü ve duyu durumuna kavuşacaktır. Bazen tedavi edilen meme dokusu daha sert olabilir; ayrıca eskisinden büyük (sıvı birikimine bağlı) veya küçük (doku değişikliği nedeniyle) olabilir. Bazı hastalarda meme dokusu daha duyarlı hale gelirken bazılarında duyu kaybı meydana gelebilir.

 

Kemoterapi

Kemoterapinin yan etkileri öncelikle hastanın aldığı ilaçlara bağlı olarak değişir. Diğer tedavi yöntemlerinde olduğu gibi yan etkiler kişiden kişiye değişiklik gösterir. Genellikle kanser ilaçları hızlı bölünen diğer   hücreleri de etkiler. Bu hücreler enfeksiyonlarla savaşan, kanamayı durduran, vücuda oksijen taşıyan kan hücreleridir. Kan hücreleri etkilendiğinde hastalar enfeksiyonlara daha kolay yakalanır, daha kolay yaralanır ve daha kolay yorulurlar. Kıl hücreleri ve sindirim sistemini oluşturan hücreler de hızlı bölünen hücrelerdendir. Kemoterapi uygulandığında hastaların saçları dökülebilir, iştahsızlık, bulantı, kusma, ishal, ağızda yaralar gibi sorunlar yaşanabilir. Bu yan etkilerin birçoğu ilaçlarla kontrol altına alınabilir ve genellikle kısa süreli sorunlardır. Kür veya tedavi sona erdiğinde yavaş yavaş bu sorunlar da ortadan kalkar.

Modern kemoterapi ile kalp kası sorunları, lösemi gibi ikincil kanserler oldukça azalmışsa da henüz bu gibi uzun vadeli sorunlar ortadan kaldırılamamıştır. Ayrıca bazı kanser ilaçları yumurtalıklara zarar vermektedir. Yumurtalıklar hormon üretmezse kadınlarda sıcak basmaları, vaginal kuruluk gibi menopoz belirtileri görülmektedir. Bu ilaçlar adet düzensizleşmesi veya kesilmesine; hatta kısırlığa neden olabilmektedir. 35 – 40 yaşın üstündeki kadınlarda, bunlardan bazıları (kısırlık gibi) kalıcı olabilmektedir.

Hormon Tedavisi

Hormon tedavisi çeşitli yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkiler kullanılan ilaca, tedaviye göre ve kişiden kişiye farklılık gösterir. Tamoksifen hormon tedavisinde en sık kullanılan ilaçtır. Bu ilaç östrojen üretimini durdurmaz, ancak vücudun östrojen kullanımını engeller. Tamoksifen sıcak basmasına, vaginal akıntı veya rahatsızlığa, adet düzensizliğine ve bazen menopoza neden olabilir. Tamoksifen kullanırken alışılmışın dışında  herhangi bir kanama olursa hekime haber veriniz.

Tamoksifenin ciddi yan etkileri çok nadirdir, ancak bu ilaç özellikle bacakta olmak üzere damarlarda pıhtılara yol açabilir. Çok az sayıda kadında da rahim kanserine neden olabilir. Hekiminiz bu durumu erken saptayabilmek için rahimden biyopsi alabilir veya bazı testler yapabilir (Kadının rahmi ameliyatla alınmışsa, rahimle ilgili kontroller gerekmez).

Kanserin büyümesini engellemek için yumurtalıkları alınan genç kadınlar menopoza girer. Bu durumda belirtiler doğal menopozdan daha şiddetlidir.

 Kanser Hastalarında Beslenme

İştahsızlık kanser hastalarında görülebilecek sorunlardandır. Kendilerini rahatsız veya yorgun hissederken açlık duymayabilirler. Ayrıca, kanser tedavisinin bulantı kusma gibi yan etkileri yemeği zorlaştırabilir. İyi bir beslenme çok önemli olduğundan hekim bulantıyı kontrol altına alan bazı ilaçlar önerebilir. Beslenmesi iyi olan hastalar genelde kendilerini daha iyi ve enerjik hissederler. İyi beslenme kilo kaybını önleyecek, kas gücünü artıracak ve dokuların eskiye dönmesini sağlayacak miktarda kalori ve protein alma anlamındadır. Hekim, hemşire ve diyetisyen size tedavinin yan etkilerini açıklayarak bunlarla başaçıkma yolları önerebilir.

Tedavi Sonrası Dönem 

Rehabilitasyon meme kanseri tedavisinin çok önemli parçalarından biridir. Sağlık ekibi kadını mümkün olduğunca eski durumuna döndürebilmek için elinden geleni yapar. Ancak hastalığın türüne, uygulanan tedaviye ve diğer bazı faktörlere  bağlı olarak iyileşme süreci hastadan hastaya değişiklik gösterecektir.

Ameliyat sonrası egzersiz kadının eski hareket düzeyine ve gücüne kavuşmasında yararlı olabilir. Ayrıca boyun ve sırtındaki ağrı ve sertliği azaltabilir. Genellikle ameliyat günü veya bir süre sonra, hekim artık yapabileceğini söyler söylemez planlı egzersizlere başlanmalıdır. Egzersizler yavaş ve nazikçe yapılır; yatakta da yapılabilir. Yavaş yavaş artırılarak günlük yaşamın bir parçası haline getirilir. (Memesi alınan ve hemen ardından meme şekillendirme ameliyatı olan kadınlar, hekim veya hemşirenin açıklayacağı özel egzersizleri yapmalıdır).

Genellikle ameliyat sonrası gelişen lenfödem bazı egzersizlerle ve kolun yastıkla desteklenerek yükseltilmesiyle azaltılabilir veya önlenebilir. Yine de lenfödem gelişirse hekim bunun için bazı önerilerde bulunacaktır. Örneğin; elastik kolluk lenf dolaşımını artırabilir. Ayrıca ilaçlar, masajla lenf akımının artırılması veya kola bası yaparak akımı artıran makinelerden yararlanılabilir. Lenfödem devam ederse, hastanın bir uzmana görünmesi gerekebilir.

Ameliyat sonrası bazı kadınlar meme protezi kullanmayı; bazıları ise memesinin ameliyatla yeniden yapılmasını (rekonstrüksiyon) isteyebilir. Her iki yöntemin de çeşitli avantaj ve dezavantajları vardır ve bir kadın için uygun olan bir yöntem diğeri için iyi olmayabilir. Önemli olan kadının seçimidir. Rekonstrüksiyon meme alındıktan sonra da yapılabilmesine rağmen, meme alınmadan önce bu konuyu estetik cerrahla konuşmak daha iyidir.

Memeyi yeniden şekillendirmek için farklı yöntemlere başvurulur. Bazıları implant kullanır; bazıları vücudun bir başka yerinden alınan doku parçasını kullanılır. Hasta, estetik cerraha, her bir yöntemin risklerini ve yararlarını sormalıdır.

Sağlık Kontrolleri

Tedavi bittikten sonra düzenli kontrol testlerini sürdürmek çok önemlidir. Hekim kanserin nüksetmediğinden emin olmak için hastayı yakından takip etmek isteyecektir. Düzenli kontrollerde genellikle göğüs, koltukaltı ve boyun muayenesi yapılır. Belli aralarla tam bir fizik muayene ve mammografi çekilir. Bazen kan testleri, göğüs röntgeni, kemik taraması ve diğer  bazı testler istenir. Kemoterapi veya hormon tedavisi uygulanan kadınlar daha ileri testlere ve yılda bir kez pelvik muayeneye (kadın doğum uzmanı tarafından yapılan muayene)  ihtiyaç duyabilirler.

Bir memesinde kanser olan kadının ikinci memesinde de kanser gelişme riski diğer kadınlara göre biraz daha yüksektir. Tedavi edilen bölgede veya diğer memede meydana gelen değişiklikleri zaman kaybetmeden hekimine bildirmelidir.

Meme kanserli hastalar ayrıca ağrı, iştahsızlık, kilo kaybı, adetlerde değişiklik, anormal vaginal kanama, bulanık görme gibi sorunlarını da hekime bildirmelidir. Alışılmışın dışında olan veya geçmeyen baş dönmesi, öksürük, baş ağrısı, sırt ağrısı, sindirim sorunlarından hekimi haberdar etmelidir. Bu belirtiler kanserin nüksettiğini gösterebileceği gibi, birçok diğer sorunun da belirtisi olabilir. Bu konuda ancak hekim karar verebilir.

Kanserle Yaşamak                                                                  

Meme kanseri tanısı kadının ve yakınlarının yaşamını değiştirebilir. Bu değişikliklere uyum sağlamak güçtür. Kadın, ailesi ve yakın arkadaşları farklı ve bazen karışık duygular içine girebilirler.

Hasta ve yakınları kızgınlık, öfke veya depresyon yaşayabilirler. İnsanlar ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaştıklarında bu gibi şeylerin yaşanması doğaldır. Çoğu birey duygu ve düşüncelerini sevdikleriyle paylaşarak bu dönemi daha kolay atlatabilir. Paylaşmak bir çok şeyi kolaylaştırır. Diğer insanlara bu konudaki endişelerini gösterme ve desteklerini sunma  fırsatı verir .

Bazen meme kanserli kadınlar, vücutlarındaki değişikliklerin sadece görüntülerini etkilemekle kalmayıp diğer kişilerin kendilerine ilişkin duygularını da değiştireceğinden korkarlar. Meme kanseri ve tedavi yöntemlerinin cinsel yaşamlarını etkileyeceğinden endişe duyarlar. Birçok çift bu endişeler konusunda konuşarak, tedavi süresince ve sonrasında birbirlerine aşklarını göstermek için başka yollar bulabildiklerini belirtmektedir. Bazıları da bir uzmandan veya destek gruplardan yararlandıklarını belirtmektedir.

Kanserli hastalar işlerini sürdürme, ailelerine bakma veya yeni ilişkilere başlama konusunda endişe duyabilirler. Ayrıca testler, tedavi yöntemleri, hastanede kalma ve tedavi masrafları üzüntü kaynağı olabilir. Hekim, hemşire ve sağlık ekibinin diğer elemanları hastanın sakinleşmesini ve tedavi, çalışma, günlük aktiviteler konusunda bilgilenerek rahatlamasını sağlayabilir. Ayrıca hemşire, sosyal hizmet görevlisi, danışman, gönüllü çalışanlar veya din görevlileri hastaya  duygularını paylaşma, gelecek veya kişisel ilişkilerle ilgili endişeleri üzerine tartışma  konusunda yardımcı olabilir.

Sağlık ekibinin üyeleri hastayı bilgilendirebilir ve kaynaklar önerebilir. Ayrıca halk kütüphaneleri kanserle yaşamaya  ilişkin kitap ve yayın açısından iyi bir kaynak olabilir. Kanserli hastalar ve aileleri yazının sonunda  listesi bulunan Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü kitapçıklarından da yararlanabilirler.

 

Meme Kanserli Hastalara Destek 

Uygun destek grupları bulmuşlarsa, kanserin yaşamlarında yarattığı değişikliklerle başedecek gücü bulmak hasta ve yakınları için daha kolay olabilir.

Çoğu hasta kendilerininkine benzer sorunlar yaşayan kişilerle konuşmayı yararlı bulur. Kanser hastaları kendi kendine yardım veya destek gruplarında bir araya gelerek kanser, tedavisi ve başa çıkma konusunda öğrendiklerini paylaşabilirler. Grupta genellikle bir sosyal hizmet görevlisi veya hemşire bulunur.

Çeşitli organizasyonlar meme kanserli hastalar için özel programlar hazırlamaktadır. Meme kanserini yaşamış olan ve belli bir eğitimden geçirilmiş olan gönüllüler hastalarla konuşabilir, onları ziyaret edebilir, bilgi verebilir veya tedavi öncesi, sonrası duygusal destek sağlayabilirler. Genellikle tedavi, rehabilitasyon ve memenin tekrar şekillendirilmesi ile ilgili deneyimlerini paylaşabilirler.

Özellikle kanserli olan arkadaş ve akrabalar da hastaya çok büyük destek olabilir. Ancak her hastanın faklı olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Aynı tipte kanseri olan iki kişide dahi tedavi ve başetme yolları açısından farklılıklar olabileceği, birinde etkili olan bir yöntemin diğerinde işe yaramayabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle akraba ve arkadaşların önerileri hekimle konuşulmalıdır.

Sıklıkla hekim veya sosyal hizmet görevlisi hastaya duygusal destek, rehabilitasyon, mali yardım, ulaşım veya evde bakım konularında yardım edebilecek bölgesel veya ulusal destek grupları önerebilir.

 

 Gelecek Neler Getirecek?

Araştırmacılar sürekli kanserin erken tanılanması, tedavisi, iyileşmenin sağlanması için yollar aramaktadır. Bu arada hastaların gelecekleri ile ilgili endişe duymaları doğaldır.

Bazen hastalar iyileşme şanslarını anlamak için istatistiklere başvururlar. Ancak istatistiklerin büyük hasta gruplarının ortalamasını yansıttığı unutulmamalıdır. Her bir kanser hastası farklı olduğundan, belli bir hastanın iyileşme şansını öğrenmek için bunlar kullanılamaz. Hastaya iyileşme şansı, hastalığın seyri konusunda en doğru bilgiyi  verebilecek   kişi, hastayı takip eden ve tıbbi öyküsünü bilen hekimdir. Kadınlar hekimlerine rahatça soru sorabilmeli, ancak tam olarak ne olacağını hekimin dahi bilmediğini unutmamalıdırlar. Birçok meme kanserli hasta iyileşmesine rağmen hastalık yıllar sonra nüksedebileceğinden hekimler  kanserle yaşamaktan veya remisyondan (hastalığın yatışması) söz ederler.

 

Kanser Araştırmalarının Vaat Ettikleri

Ülkedeki hastane ve sağlık merkezlerinde çalışan birçok hekim ve araştırmacı meme kanseri üzerinde çalışmakta, hastalığın nedenleri ve nasıl önlenebileceği konusunda çaba sarfetmektedirler. Ayrıca tanı ve tedavi yöntemlerini geliştirmeye çalışmaktadırlar.

Nedenleri ve önlenmesi

Hekimler “bir kadın meme kanseri olurken diğeri niçin olmaz?”  sorusunu yanıtlamakta güçlük çekmektedir. Ancak yine de  meme kanserinin çarpma, vurma, dokunma gibi faktörlerle ilgisi olmadığı ve bunun bulaşıcı bir hastalık olmadığı, bir kişiden diğerine bulaşmadığı  kesin olarak bilinmektedir.

Dünyada çok sayıda kadın üzerinde yapılan çalışmalar sonucu, kadınlarda meme kanseri gelişme şansını artıran bazı risk faktörleri saptanmıştır. Henüz keşfedilmemiş olan risk faktörleri de olabilir. Bilinen bazı risk faktörlerinden kaçınılabilir, birçoğundan ise kaçınmak mümkün değildir. Risk faktörlerine sahip olmak demek, hastalığa yakalanma şansının ortalamanın üzerinde olması demektir. Ancak çalışmalar, bilinen risk faktörlerine sahip birçok kadının bu hastalığa yakalanmadığını ortaya koymuştur. Yine meme kanseri olan birçok kadının da ileri yaş dışında bilinen risk faktörlerine sahip olmadığı görülmüştür.

  

Meme Kanseri İçin Bilinen Bazı Risk Faktörleri Şunlardır:

Yaş: Kadın yaşlandıkça meme kanseri riski artar. Meme kanserlerinin çoğu 50 yaş üstündeki kadınlarda görülür; özellikle 60 yaşın üstünde risk daha da artar. Bu hastalık 35 yaş altı kadınlarda yaygın değildir.

Aile öyküsü: Anne, kız kardeş veya kızında meme kanseri olan bir kadında meme kanseri riski fazladır. Kişinin yakını menopozdan önce kanser olmuşsa veya her iki memede kanser görülmüşse risk daha da artar. Meme kanserli hastaların % 5’inde ailesel özellik görülür. Bu kadınlarda genellikle daha genç yaşta (menopozdan önce) kanser görülmekte ve ailelerinde birden fazla kişide kanser bulunmaktadır.

Kişisel öykü: Lobüler karsinoma in situ tanısı olan bir kadında meme kanseri riski ortalamanın üstündedir. Bu kadınların yaklaşık % 25’inde istilacı kanser görülür. Ayrıca, meme kanseri geçirmiş ve iyileşmiş kadınlarda tekrar meme kanseri olma olasılığı daha yüksektir. Meme kanseri (veya duktal karsinoma in situ) tedavisi gören kadınların yaklaşık % 10-15’inden azında daha sonra ikinci bir meme kanseri görülmektedir.

Meme kanseri için diğer risk faktörleri adet kanamasının erken yaşta (12’den önce) görülmesi, veya  menopoza geç girilmesidir(55’ten sonra). Ayrıca ilk çocuğunu 30 yaşından sonra doğurmuş veya hiç çocuğu olmamış kadınlarda meme kanseri riski daha yüksektir. Tüm bunlar kadının doğal hormonları ile ilgili faktörlerdir. Şu anda meme kanseri riskinin hormon ilaçlarıyla (doğum kontrol hapları, kısırlığın tedavisinde kullanılan ilaçlar, menopozda kullanılan hormon ilaçları) artıp artmadığı bilinmemektedir. Araştırmacılar çok sayıda kadın üzerinde çalışmalar yaparak bu önemli sorunun yanıtını bulmaya çalışmaktadır.

Birçok kadın iyi huylu meme hastalıkları konusunda da endişelenmektedir. Kadınların çoğu memelerinde farkettikleri basit şişlikleri önemsememekte ve bunun kanser riskini artırmayacağını düşünmektedir. Oysa atipik aplazi gibi meme dokusunda değişikliklere neden olan iyi huylu hastalıkların da meme kanseri riskini artırdığı saptanmıştır.

Bilim adamları meme kanserinin diğer olası nedenlerini araştırmaktadır. Örneğin; çevresel faktörlerin meme kanseri riskini etkileyip etkilemediği araştırılmaktadır. Böcek ilaçları, elektromagnetik alanlar, egzoz dumanları , su ve yiyeceklerdeki mikroplar araştırılmakta olan çevresel faktörlerdendir.

Yaşam şekli ile ilgili bazı özellikler de  kadında kanser riskini etkileyebilir. Örneğin; bazı çalışmalar alkol alan kadınlarda kanser riskinin az da olsa arttığını ortaya çıkarmıştır. Riskin tüketilen alkol miktarına paralel olarak arttığı düşünülürse, alkol kullananların hiç olmazsa miktarı azaltmaları gerekmektedir.

Bilim adamları düşüklerin meme kanseri riskini artırıp artırmadığı üzerinde çalışmalarını sürdürmektedirler. Günümüze değin yapılan çalışmalar farklı sonuçlar vermiş ve bu konu henüz netlik kazanmamıştır.

Yaşlı ve şişman kadınların meme kanseri riskinin daha yüksek olduğu düşünülmektedir. Diyet ve meme kanseri arasındaki ilişki halen araştırılmakla birlikte, bazı bilim adamları az yağlı, sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu iyi dengelenmiş bir diyetin ve ideal kiloyu sürdürmenin kanser riskini azalttığına inanmaktadır. Ayrıca son çalışmalar genç kadınlarda egzersizin meme kanseri riskini azaltabileceğini öne sürmektedir.

 

 

Tanı Koyma

 Günümüzde meme kanserinin tanılanmasında elimizdeki en etkili araç düzenli mammografidir. Ancak mammografi her zaman doğru sonuç vermeyebilir. (Meme dokusunda bir sorun olduğunu hisseden kadın mammogram normal çıksa da rahatlamamalı ve endişelerini hekimiyle paylaşmalıdır.) Mammografi her meme kanserinin erken dönemde ortaya çıkaramayabilir ve bazen de kanser olmasa da yanlış pozitif sonuç verebilir. Araştırmacılar mammografi sonuçlarının daha doğru olması için çalışmalarını sürdürmektedirler. Ayrıca meme dokusunun daha ayrıntılı görüntülerini elde edebilmek için başka teknikler üzerinde çalışmaktadırlar.

Araştırmacılar ayrıca meme kanserli kadınların kan ve idrarlarında anormal miktarda bulunan maddeler (tümör göstergeleri) üzerinde çalışmaktadırlar. Bu markerların bazıları meme kanseri tanısı konmuş kadınların takibinde kullanılmaktadır. Ancak günümüzde hiçbir kan veya idrar testi meme kanserini tanılamak için yeterince güvenilir değildir.

Tedavi

Araştırmacılar meme kanserini tedavi etmek için daha etkili yollar aramaktadırlar. Ayrıca tedavinin yan etkilerini azaltacak ve hastaların yaşam kalitesini artıracak yöntemler üzerinde çalışmaktadırlar. Laboratuvar çalışmaları yeni bir yöntemin umut vaat ettiğini gösterdiğinde bu yöntem klinik bir araştırmayla hastaya uygulanır. Bu araştırmalar önemli sorulara yanıt bulmak; yeni yöntemin güvenilir ve etkili olup olmadığını anlamak amacıyla tasarlanmıştır. Genellikle bu çalışmalarda yeni yöntem standart tedavi ile karşılaştırılır. Klinik çalışmalarda yer alan hastalar yeni tedavi yönteminden yararlanan ilk kişiler olma şansına erişebildikleri gibi tıbbın ilerlemesine de önemli katkıda bulunurlar.

Meme kanserinin tüm evrelerinin tek bir ilaçla tedavi edilmesi, üzerinde çalışılan bir konudur. Araştırmacılar yeni tedavi yöntemlerini, yeni ilaç dozları ve şemalarını ve yeni kombinasyonları test etmektedir. Çeşitli kemoterapi ilaçları ve ilaç kombinasyonları üzerinde olduğu gibi hormon ilaçları üzerinde de çalışmaktadırlar. Ayrıca kemoterapiyi hormon tedavisi ve radyasyon tedavisiyle birlikte kullanmanın yollarını aramaktadırlar. Bazı çalışmalarda ise bağışıklık sisteminin kansere yanıtını güçlendiren ve vücudun tedavinin yan etkileriyle baş etmesini sağlayan ilaçlar (biyolojik tedavi) araştırılmaktadır.

Bazı çalışmalarda kanser hücrelerini harap etmek için çok yüksek dozda kemoterapinin standart dozdan daha etkili olup olmadığı araştırılmaktadır. Yüksek doz kemoterapi kan hücrelerinin oluştuğu kemik iliğine ciddi şekilde zarar verdiğinden, araştırmacılar kemik iliğini düzeltecek yöntemler denemektedir. Bu yöntemler (kemik iliği nakli, kök hücre nakli, koloni uyarıcı faktörler)  tıbbi terimler başlığı altında tanımlanmıştır.

NCI tarafından yayınlanan ve bu araştırmaların olası yarar ve risklerini anlatan Klinik Çalışmalar Hakkında Her Şey adlı kitapçığı okuyabilirsiniz. Klinik araştırmalara katılmak isteyenlerin hekimleriyle görüşmeleri gerekmektedir.

Klinik çalışmalar hakkında bilgi edinebilmek için NCI tarafından geliştirilen bilgisayar veritabanı olan PDQ‘ yu kullanabilirsiniz. Burada tüm ülkedeki klinik çalışmalar ve ayrıca kanser tedavisine ilişkin bilgiler yer almaktadır. Kanser Bilgi Servisi aracılığıyla bu bilgilere ulaşabilirsiniz. 

 

 Tıbbi Terimler

Benign (iyi huylu): Kötü huylu olmayan; yakın dokuları istila etmeyen veya vücudun diğer bölümlerine yayılım göstermeyen.

Biyolojik terapi: Kanserle veya kanser tedavisinin neden olduğu bazı yan etkilerle savaşmak için vücudun bağışıklık sistemini kullanan tedavidir. Ayrıca immünoterapi olarak da bilinir.

Biyopsi: Mikroskop altında kanser yönünden incelemek üzere doku örneği alma.

Cerrahi: Ameliyat

Doku: Vücutta belli bir görevi olan hücre topluluğu.

Duktal karsinoma in situ: Sadece süt kanalında anormal hücre bulunması. Hücreler memedeki diğer dokulara yayılmamıştır. DCIS veya duktal karsinoma olarak da bilinir.

Evre: Kanserin durumu. Meme kanserinin evresi tümörün büyüklüğüne ve yayılıp yayılmadığına bağlı olarak değişir.

Hormonlar: Organ ve dokuların fonksiyonlarını etkileyen, vücutta bulunan  kimyasal maddeler.

Hormon reseptör testi: Büyümek için tümörün kadınlık hormonlarına ihtiyaç duyup duymadığını belirlemeye yarayan laboratuvar testleri.

Hormon tedavisi: Vücudun bir bölümü veya organı üzerinde bir hormonun etkilerini azaltma, bloke etme veya artırma yoluyla kanseri tedavi etmek için hormon kullanma.

İltihabi meme hastalığı: Nadir görülen ve memedeki lenf damarlarını tıkayan bir kanser türü. Meme dokusu kızarık, sıcak, şiştir. Evre III meme kanseri adıyla da bilinir.

İnvaziv (yayılan)(kötü huylu) kanser: Kaynaklandığı meme dokusunun dışına yayılan kanser. İnfiltran kanser adıyla da anılan bir kanser türüdür.

Jinekolog: Kadın üreme sistemi hastalıkları tedavi ve bakımında uzmanlaşan hekim.

Kanal: Sütü loblardan meme ucuna taşıyan küçük oluk.

Kanser: Anormal hücrelerin kontrolsüzce çoğaldığı hastalık grubu için kullanılan terim. Kanser hücreleri yakın dokuları istila edebilir ve kan dolaşımı veya lenf sistemi yoluyla vücudun diğer bölümlerine yayılabilir.

Karsinoma: Bir organın sınırları içinde başlayan kanser.

Kemik iliği: Kemiklerin içindeki yumuşak materyal. Kan hücreleri kemik iliğinde üretilir.

Kemik iliği nakli:   Yüksek doz kemoterapi veya radyasyon tedavisi ile harap olan kemik iliğinin yerine konduğu bir işlem. Eğer verilecek ilik, tedaviye başlamadan önce hastanın kendisinden alınırsa buna otolog nakil denir.

Kemoterapi: Kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatmak veya onları öldürmek için ilaçlarla yapılan tedavidir; ayrıca ameliyat öncesi kitleyi küçültmek amacıyla da kullanılır.

Kısırlık: Çocuk sahibi olamama.

Kist: Sıvı ile dolu kese veya kapsül.

Klinik araştırma (çalışma): Hastalıkları önleme, belirleme, tanılama ve tedavi etmede hastaların bilim adamlarına yardım ettiği araştırma çalışmaları.

Koloni uyarıcı faktör: Vücutta doğal olarak bulunan ve kan yapan hücreleri uyaran (çalışmalarını sağlayan) maddelerin laboratuvarda hazırlanmış şekli. Bu tedavi kemoterapi ve radyasyon tedavisinden zarar görmüş kemikiliğinin toparlanmasını sağlar.

Kök hücresi: Tüm kan hücrelerinin kaynağını aldığı hücreler.

Kök hücre nakli: Kanser tedavisiyle harap olan kemik iliğini  onarmak için uygulanan bir yöntem. Bu yöntemle, tedaviye başlamadan önce hastadan kanda bulunan ve kemik iliğindeki hücrelere benzeyen hücreler (kök hücre) alınır. Kanser tedavisi bittikten sonra kemik iliğinin toparlanmasını ve sağlıklı hücre üretmeye devam etmesini sağlamak için bu hücreler hastaya enjekte edilir.

LCIS, lobüler karsinoma in situ: Memenin lobüllerinde bulunan anormal hücreler; kadının meme kanseri gelişme riskinin yüksek olduğunu gösterir.

Lenf: Lenfatik sistemde dolaşan, vücudu enfeksiyon ve hastalıklara karşı koruyan hücreleri taşıyan renksiz sıvı.

Lenf bezleri: Lenfatik sistemin parçası olan bezelye şeklinde küçük organlar. Koltuk altı lenf bezlerindeki sıvı, göğüs ve koldan gelen lenf sıvısına dökülür. Ameliyat sırasında, kanserin evresini belirleyebilmek için bazı koltuk altı lenf bezleri alınır.

Lenfödem: Koltuk altı lenf bezleri meme ameliyatı sırasında alındığında veya radyasyonla harap olduğunda ortaya çıkan sıvının kolun şişmesine neden olması.

Lenfatik sistem: Vücuttan atıkları uzaklaştıran ve enfeksiyonlara karşı savaşmasını sağlayan sıvıları filtre eden sistem.

Lob, lobül: Memenin süt üreten bölümü olup süt kanallarının bitiminde bulunur. Her bir memenin daha küçük bölümler olan lobüllerden oluşmuş 15-20 lobu vardır.

Malign (kötü huylu): Kanserli; dokuları istila edebilen, yayılabilen ve tahrip edebilen.

Mammogram veya mammografi: Memenin röntgen görüntüsü.

Mastektomi: Memenin ameliyatla alınması.

Menopoz: Kadının adetten kesildiği dönem.

Metastaz veya metastatik: Kanserin vücutta çıkış yerinden başka bir bölgeye yayılması. Diğer bölgeye sıçrayan hücreler orjinal tümör hücrelerine benzer.

Mikrokalsifikasyon: Mammografiyle saptanabilen ince kalsiyum birikintileri.

Onkolog, medikal onkolog veya kanser uzmanı: Kanserin tedavisinde kemoterapi veya hormon tedavisini kullanan hekim.

Östrojen: Bir kadınlık hormonu; bazı meme tümörlerinin oluşmasına neden olan hormonlardan biri.

Patolog: Normal olup olmadıklarını belirleyebilmek için hücre ve dokuları mikroskop altında inceleyen hekim.

Progesteron: Bir kadınlık hormonu; bazı meme kanserlerinin gelişmesine neden olan hormonlardan biri.

Protez: Bir vücut bölümünün yapay olarak monte edilmesi. Meme protezi iç çamaşırın altına giyilebilecek meme şeklinde bir şeydir. Ayrıca, meme rekonstrüksiyonunda göğüs kaslarının altına yerleştirilen implantın teknik adıdır.

Radyasyon veya radyasyon tedavisi: Kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili röntgen ışınlarının uygulandığı tedavi. Radyasyon kanser tanısı için düşük dozda, tedavisi için yüksek dozda uygulanır.

Radyolog: Röntgen yorumlama ve özel bazı görüntüleme teknikleri konusunda özel eğitim almış hekim.

Risk faktörü: Bir kişide kanser oluşma riskini artıran unsurdur.

Röntgen: Yüksek enerjili radyasyon; tanı için düşük dozlarda, tedavi için yüksek dozda kullanılır

Tarama: Belirtiler henüz ortaya çıkmadan hastalık olup olmadığının araştırılması.

Tümör: Anormal doku büyümesi. Tümörler iyi veya kötü huylu olabilir.

Ultrasonografi: Kulakla duyulamayan yüksek frekanslı ses dalgalarının dokulara gönderildiği ve bu seslerin yankılarının grafiğe dönüştürüldüğü bir tanı yöntemi. Bu görüntüler TV ekranına benzer bir ekrana yansır. Yoğunlukları farklı olan dokular ses dalgalarını ayrı şekillerde yansıttıkları için görüntüler farklı olur. Ultrason ile memedeki bir kitlenin sıvı dolu bir kist mi, katı bir tümör mü olduğu anlaşılabilir.

Yatışma (remisyon): Kanser belirtilerinin ortadan kalkması. Remisyon geçici veya kalıcı olabilir.

Yumurtalıklar: Yumurta ve hormon üreten kadın üreme organları

 

Kaynaklar 

 

Kanser hakkındaki bilgilere ulaşabilmek için başvurabileceğiniz yerlerden bazıları aşağıda sıralanmıştır. Bunlar dışındaki merkezlere de çeşitli yollardan ulaşabilirsiniz.

 

Kanser Bilgi Servisi

Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü’nün ücretsiz bir hizmeti olup kanser hastalarına, ailelerine, arkadaşlarına, topluma ve sağlık profesyonellerine hizmet veren bir telefonla danışma servisidir. Kansere ilişkin sorulara yanıt verilir, isteyenlere kanserle ilgili kitapçıklar gönderilir. Sorularınız yanıtlanırken NCI PDQ adlı programı esas alınır. Ayrıca bölgesel servisler hakkında bilgi verilir.

Ücretsiz tel: 1-800-4-CANCER (1-800-422-6237)

Tel no: 1-800-332-8615

 

Amerikan Kanser Derneği (American Cancer Society)

Amerikan Kanser Derneği tüm dünyada şubeleri bulunan gönüllü bir organizasyondur. Araştırmaları destekler, eğitim programları düzenler, hasta ve ailelerine çeşitli hizmetler sunar. Kendi kendine meme muayenesi, meme kanseri ve cinsellik ile ilgili ücretsiz kitapçıkları vardır. Kitapçık istemek veya dernekle bağlantı kurmak için ücretsiz olarak 1-800-227-2345  nolu telefonu arayabilirsiniz.

 

Ulusal Meme Kanseri Organizasyonları İttifakı (National Alliance of Breast Cancer Organizations) (NABCO)

Tenth Floor

9 East 37th Street

New York, NY 10016

1-800-719-9154

Ulusal Meme Kanseri Organizasyonları İttifakı meme kanserli hastalara tanı, tedavi ve destek konusunda hizmet sunan organizasyonlardan oluşmuş bir ağdır. NABCO arayanları gereken yerlere yönlendirir. Ayrıca meme kanseri hakkında bilgiler verir ve tedavi olan hastalarla ilgili yasal düzenlemelerde yer alır.

 

Diğer Kitapçıklar 

 

Aşağıda adları sıralanan Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü (National Cancer Institute- NCI)  kitapçıklarını İngilizce olarak  1-800-4-CANCER i arayarak isteyebilirisiniz veya www.cancer.gov'a girerek indirebilirsiniz:

 

Kanser Tedavisine İlişkin Kitapçıklar

bullet

-          Kemoterapi ve Siz: Tedavi Sırasında Kendinize Yardım İçin Rehber.

bullet

-          Radyasyon ve Siz: Tedavi Sırasında Kendinize Yardım

bullet

-          Kemoterapi  Sırasında Kendinize Yardım

bullet

-          Klinik Çalışmalar Hakkında Her Şey

bullet

-          Kanser Hastaları İçin Beslenme İpuçları

bullet

-          Kanser Ağrısından Kurtulma

bullet

-          Ağrı Kontrolü Hakkında Sorular ve Yanıtları

 

Kanserle Yaşamaya İlişkin Kitapçıklar

bullet

-          Zaman Kazanma: Kanserli Hastalara ve Onlara Bakım Veren Kişilere Destek

bullet

-          Yüzünüzü Geleceğe Dönme: Kanseri Yenenler İçin Rehber

bullet

-          Kanser Nüksettiğinde: Tekrar Meydan Okuma

bullet

-          İlerlemiş Kanser: Bugünü Yaşamak




 

Çeviri:

Zeliha Tülek, MSc.

İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Yüksekokulu

İç Hastalıkları Hemşireliği ABD

(Amerikan Ulusal Kanser Enstitüsü Yayını Yayın No: 95-1556)